Dünya üstünde insan nüfusunun hızla artışının ekosisteme tesirini araştıralım.

İnsanlar bütün canlılar ile koordineli bir biçimde yaşayış gösterirler. Canlılığın artması birçok canlıyı etkilemektedir. Sadece canlı değil organik olan kaynakların da tüketimine sebep olmaktadır. İnsan sayısının artış göstermesi niteliğinde su hakkındaki bütün kaynaklar kullanılma tehdidi dibine girer. Çünkü su elzem bir kaynaktır. Su kaynakları bu denli kullanması niteliğinde da ilerleyen süreçlerde susuzluk benzer biçimde problemlerin yaşanmasına niçin olmaktadır. Su kaynakları ile beslenen canlılar, ömür alanı su olan bütün canlılar tehdit altındadır. Bu tehdit sürecinde ise sucul canlıların da neslinin tükenmesi durumu gözlenir. Canlılığın etkilendiği bu düzende birçok zincirsel aktivite engellenmektedir.

Bitkilerin büyüyüp gelişmesi adına gereksinim duyan suyun eksikliği bitkilerin yoksul bir örtü bulunmasına sebep olur. Bu örtü yoksul olduğunda otçul beslenen canlılar negatif etkilenir. Bu negatif süreç otçul canlıları direk olarak etkiler. Etçil canlılar da beslenme adına canlı bulamaz ve sistem tüm bunlar ile alt üst olur. Bu sayılan bütün basamaklar uzun solukta anlamlıdır. Bu sürecin bu biçimde devam etmesi niteliğinde sağlığın etkilenmesi ve evrenin sisteminin geri dönüşü olmaksızın bozulması laf konusudur. Bu yüzden insan olarak çevreye karşı bazı sorumluluklarımız bulunmaktadır. Bu sorumlulukların farkında olarak hareket etmemiz çevreye karşı en mühim sorumluluğu oluşturmaktadır.