Felsefenin gelişmesinde toplumların tesiri iyi mi olabilir?

Felsefenin gelişmesinde toplumların tesiri nasıl olabilir?

 

Toplumların farklı ihtiyaçları ve bu gereksinimlerini karşılayacakları değişik alanlar vardır. Bilim, din, sanat, teknoloji, iktisat vb. benzer biçimde alanlar hep insanların gereksinimlerini karşılamaya yönelik oluşmuştur. Felsefeye baktığımızda ise adamın bilme ihtiyacını gidermek için doğmuş bir akımdır. İnsan, doğası gereği meraklı, sorgulayan ve öğrenmek isteyen bir canlıdır. Bu nedenle çağlar süresince hep yeni bilgilerin arkasından koşmuş ve koşmaya da devam etmektedir.

 

Felsefenin temel işlevi; doğruluk, gerçeklik ve cevaplanması beklenen soruların yanıtlarını arayarak kişilerin bilgiye ulaşmasını elde eden bir uğraştır. Felsefe hem mevcut düşüncelerin sürdürülmesi aynı zamanda yeni fikirlerin geliştirilmesi açısından önemlidir.

İnsanlar için hayatın anlamı, doğruluk, adalet, hürriyet, eşitlik, iyilik, güzellik, erdem ve mutluluk şeklinde kavramların hayatlarına dokunmasıdır. Felsefede aslına bakarsanız bu konular üzerine yoğunlaşmış ve çözüm yolları aramıştır.

 

Toplumlar içim vazgeçilmez olan birlik, birliktelik ve toplumsal adalet ancak inanılan düşüncenin ardından gitmekle ve gerekenleri en iyi halde yapmakla mümkündür. Toplumlar kendi öz benliklerinden kopmadan özgürce yaşamak istiyorlarsa yaşadıkları çağa müsait çözümler istemek ve üretmek zorundadır.

Eğer bir topluluk kendi kabuğunda ve ön yargılarını kırmadan, bir bilgiye körü körüne inanıyorsa bu o toplumun gelişime kapalı bulunduğunu gösterir. Gerçek özgürlük fikirlerini savunmak ve ideallerinin ardından gitmekle gerçekleşir. Bir topumu gerçekleştiren bireyler ne kadar sorgulayıcı ve araştırmacı olursa o derecede ileri uygarlık seviyesine ulaşır. Bu tür toplumlarda felsefe her zaman daha fazla önem kazanmış ve sorunların çözüm yollarına hızlı bir şekilde ulaşılmıştır.