Evrenin Kısayolu: Solucan Delikleri Nedir?

Bu yazı Hasan ERYILMAZ tarafından 06.08.2020 tarih ve 23:17 saatinde Fizik kategorisine yazıldı. Evrenin Kısayolu: Solucan Delikleri Nedir?

makale içerik

Evrenin Kısayolu: Solucan Delikleri Nedir?
İnternette ara Kısa Linki Kopyala

A notkasından B noktasına gitmek. Binlerce sene süresince insanlık için en büyük dertlerden biriydi. At sırtında aylarca devam eden yolculuklar günlük hayatın bir gerçeğiydi. Yirminci yüzyıla geldiğimizde bir kıvılcımla her şey değişti. Trenler, otomobiller derken uçaklarla globalleşmenin adımları atıldı ve başka bir deyişle dünya büyük bir köy halini aldı. Bugün başka şehirlerde hatta başka ülkelerde çalışıp başka ülkelerde yaşayan ve günlük olarak ülkeler arası seyahatler oluşturan insanoğlu var. Harika bir imkan. A noktasından B noktasına oldukca oldukca daha süratli gidebilmek. Fakat insanlık birazcık doyumsuzdur malum. B noktasını her seferinde birazcık daha uzağa koyarak o noktaya ne kadar süratli gideriz diye düşünüp duruyoruz. Bu noktayı uzattıkça uzatıyor, hedefi her an daha da zorlaştırıyoruz. Ve gözümüzü Mars’a filan diktik. Oraya gideceğiz. Geri dönüşü yok. Bir defa kafaya koyduk. Ama 5 sene fakat 10 sene fakat 50 sene sonrasında gideceğiz oraya. Fakat Mars da geniş ölçekten baktığımızda yan mahallemizden farkı yok biliyorsunuz. O nedenle. O noktayı. B noktasını bir tık daha uzağa taşısak. Mesela. Bizim sistemimiz dışındaki bir ötegezegene taşısak. Alpha Centauri Bb misal. Dünyamıza en yakın ikinci ötegezegen. Sadece 4.37 fer yılı uzaklıkta. Kozmik skalada şuracıkta aslen. Yani fer hızı ile 4 yıldan birazcık daha uzun sürecek. Gidip yerleşelim işte…

Ama ve ama bir sorun var. 4 yılda gidebilmek için birazcık gaza basmamız ve fer hızına ulaşmamız gerekiyor. Bunu becerebiliyor muyuz? Maalesef hayır. Ne kadar süratli gidebiiyoruz peki? Ortalama saatte 32.000 kilometre. Bu da fer hızının %0.003’ü demek oluyor. Ve bu hızla Alpha Centauri Bb’ye ulaşmamız ne kadar süre gelir sizce? Yaklaşık 142.000 sene… Komşumuza gitmek 142.000 yıla muadil geliyor. Ne diyelim o vakit. Gözden ırak gönülden ırak mı?

Yani aslen şunu deneyebiliriz. Öyle feza mekikleri inşa ederiz ki bu vakit süresince yolculuğuna devam edebilecek ve bu feza gemilerinde insanlığın hemen hemen insanlık geçmişine muadil gelecek bir müddet süresince yaşayabilmesi, üreyebilmesi, hayatta kalabilmesini sağlarız. 142.000 sene. Nesiller. Nasıl bir vapur tasarlarız. Yüzbinlerce sene süresince kafi gelecek malzemeyi, yemeği, suyu, yakıtı nereden sağlar, bu tarz şeyleri gemiye iyi mi sığdırırız şeklinde soruları geçtim. Bunları çözdüğümüzü farz edelim. Yok olmadan veya birbirini gidermeden bu vapur arasında yaşayabilirse binlerce nesil sonrasında torunlarımız oraya ulaşabilirler. Fakat gittiklerinde hiç de ummadıkları bir görünüm ile karşılaşırlarsa ne olur? İşte size 150.000 senelik bir hayal kırıklığı. Bizimle alakalı de oldukca iyi şeyler söylemezler diye düşünüyorum. Değil mi?

O yüzden bu B noktası birazcık uzak oldu sanki değil mi? Gereksiz bir seyahat ve lüzumsuz gider sanki…

Fakat bir adım atarak bütün bunlardan kurtulabileceğimizi söylesem? Bir adım atarak alpha centauri bb’ye gidip “burada görülecek bir şey yok geri dönün” diyebileceğimizi söylesem? Bir kısa yol, bir portal… Bir delik…

Bir solucan deliği…

Evet. Solucan delikleri. A noktasından B noktasına oluşturulan kapılar. Köprüler. İster 4 fer yılı olsun talep eder 100.000 fer yılı. Uzay dönemin kumaşını alıp bunu katlayıp, ortasında bir delik açtığınızda normalde yüzbinlerce sene sürecek yolculukları inanılmaz derecede kısaltabilirsiniz. Yani o denli kısaltırdı ki birtakım durumlarda solucan deliğine girer girmez B noktasına, hedefinize varabilirsiniz.

Çıkış noktası da bizlere yabancı değil. İlk kere genel görelilik teorisinde karşımıza çıkıyor. Tabi adamımız Albert Einstein’ın büyük katkıları ile. Genel görelilik teorisinde alan denklemleri üstüne çalışan Albert Einstein ve Nathan Rosen’ın çalışmalarında feza zamandaki bükülme kararı ortaya çıkabilecek bu deliklere Einstein-Rosen Köprüsü ismi verilmiştir hatta. Hatırlarsınız. Konuşmuştuk. Genel göreliliğe nazaran kütleçekim dediğimiz şey işte bu feza-zamandaki bükülmeden başka bir şey değildi. Yani feza-vakit kütle ile bükülebiliyorsa o vakit başka şekillerde de bükülebilmeli ve manipüle edilebilmeliydi. Matematik de bunu onaylıyor bir anlamda. Solucan delikleri fizik kurallarını aslen ihlal etmiyor. Ancak aynı yasalar bizlere şunu da söylemeyi dikkatsizlik etmiyor. Solucan delikleri olasıdır, olabilir sadece o kadar da işe yaramazlar.

Çünkü. Bir tünel şeklinde düşünebiliriz. Bir dağı delerek karşıya ulaştığınız bir tünel. Ancak bu tünelin duvarları solucan deliklerinde inanılmaz dengesiz olacaktır. Bu duvarlar birbirlerine çekilerek içerisinden geçecek herhangi bir yolcuyu o anda öldürecektir. Bununla kalsa iyi. Solucan deliklerindeki bu dengesizlik sonucunda bir süpernovaya dönüşerek bir güneş sistemini tarihe de gömebilir en nihayetinde.

O nedenle. Bu dengesiz tünelleri bir biçimde dengelemezseniz işler oldukca karışacaktır. Kısa seyahatiniz bir süpernovayla sonuçlanabilir zira. Bunun için birbirini çeken bu tünel duvarlarını birbirinden uzaklaştırmanız gerekir. Bu da o denli basit değil. Çünkü bu aşamada bizlere bir olumsuz kütleli madde gerekir. Evet. Sizin, gökdelenlerin, yıldızların hacmi var ya. İşte bunun tam tersi. Kütlesi eksi olan bir şey. Vakum dediğimiz feza boşluğundan enerjiyi çekecek bir şey. Garip geldi değil mi? Fakat kuramsal olarak bu şekilde bir madde var. Buna da “egzotik madde” diyoruz. Ancak hemen hemen bulamadık. Bulabilseydik muhtemel anti kütleçekimi özellikleri ile tüneli aleni tutmamıza yarayabilirdi. Fakat bir aday var. Karanlık enerji. Karanlık enerji ne derseniz onu da konuşmuştuk daha ilkin.  Orada da bahsettiğimiz şeklinde karanlık enerji kütleçekime karşı geliyor ve evrenin genişlemesini hızlandırıyordu. Ancak buradaki sorun şu. Diyelim ki karanlık enerji ihtiyacımız olan çözüm olsun ve diyelim ki bu enerjiyi tespit ettik. Bu tip bir tüneli aleni tutabilmek için ciddi oranda enerjiye ihtiyacımız olacaktır. Bu oranda bir enerjiyi de elde edecek kadar gelişmiş değiliz maalesef. Daha tespit bile edemediğimizi de söylemek gerekiyor doğal olarak.

Kaldı ki bu durumda bile tünelde hayatta kalacağınızın garantisi yok.

Çünkü kuantum mekaniğne nazaran bu tünelin arasında sayısız yeni ve ilginç parçacık bulunacaktır. Ayrıca inanılmaz düzeyde ışınım da bulunacağı için içerisinden geçebilecek herhangi bir şeyi yakıp kül edebilecektir. Tabi bu deliğe sığabildiğinizi de düşünürsek. Ayrıca işin şu tarafını da unutmamak lazım. Bu kısa yol diye düşündüğümüz tünel özgün yoldan da daha uzun da sürebilir.

Diğer yandan Stephen Hawking bizlere bu aşamada şunu söylüyor. Solucan delikleri esasen var. Fakat o denli minik ölçekte bulunuyorlar ki esasen bu tarz şeyleri tespit edemiyoruz yada tespit etsek bile içerisine sığabilmemiz oldukca olası değil. Şunun şeklinde düşünün. Bize pürüzsüz şeklinde gelen herhangi bir yüzeye yeterince yaklaştığınızda aslen hiç de düz olmadığını görürsünüz. Boşluklar, pürüzlerle doludur. Buna nazaran mikro düzeyde kuantum dalgaları sebebiyle küçük solucan delikleri devamlı oluşarak kaybolmaktadır. Belki büyük patlamanın ilk anlarında oluşan solucan deliklerini tespit ederek bu tarz şeyleri yeterince büyütüp kullanabiliriz veya kainat genişledikçe kendiliğinden genişleyerek yeterince büyüklüğe ulaşan solucan deliklerini kullanabiliriz.

Ancak nereden bakarsanız bakın solucan deliklerini kurmak ve dengeli hale getirmek oldukca zordur. Bunun için bilim adamlarına nazaran yapmamız ihtiyaç duyulan esasen mevcud birtakım adayları kullanmaktır. Kara delikler elbet en mühim aday. Bazı teorilere nazaran beyaz delikler vardır ve kara deliğe düşen her şey diğer yanda bu beyaz delik dediğimiz delikler tarafınca başka bir yere veya evrene püskürtülmektedir. Fakat bu beyaz delikler ancak teoride hatta bilim kurguda yer bulabilecek seviyede. O nedenle bizlere elektrik yüklü kara delikler gerekli. Kara deliklerin iyi mi oluştuğunu konuşmuştuk. Elektrik yüklü olanını bulmak oldukca basit olmayacak sadece bu kara delikler ters yüklü bir kara delik ile bir tür köprü oluşturabilir. Bu da tam olarak bir solucan deliğinin tanımıdır.

Fakat bir sıkıntı var. Zıt yükler birbirini çeker ve ciddi bir sorun bu da. Bir çöküş. O yüzden bu ikisinin arasına bir şey koymamız lazım.

Bir. Kozmik sicim.

Kozmik sicim dediğimiz şey büyük patlamanın ilk saniyesinde oluşan defolardır aslen. Bir protondan daha geniş olmayan bu sicimlerin bir santimi Everest dağından ağır olabilmektedir. Yani bir tanesi ile karşılaştığınızda siz anlamadan bir ışın kılıcı şeklinde sizi yok edebilecek oluşumlar. Henüz tespit edebilmiş değiliz sadece oluşmamaları için bir niçin yok.

Ancak müthiş gerilimleri yardımıyla bu sicimleri bahsettiğimiz zıt yüklü kara deliklerden geçirirseniz dengeyi sağlayabilirsiniz. Fakat burada da bir sorun var. Bu kozmik sicimler de asla dengeli varlıklar değil. Neden olduğu titreşimler feza dönemin kendisini bükebiliyor. Ancak işte bu sıkıntıyı lehimize çevirip bu sicimleri doğru biçimde konumlandırdığımızda işte bu sayede olumsuz kütle tesirini sağlayabilir ve tam da ihtiyacımız olan bir solucan deliğine ulaşabiliriz.

Fakat bunu sağladığımızda, bir solucan deliği açtığımızda bu deliğin tek yönlü mü yoksa gidiş geliş mi olacağı da ayrı bir muamma.

Yani nereden bakarsanız bakın katiyen bir görevle karşı karşıyayız.

Interstellar şeklinde mükemmel bilim-kurgu filmlerinde ağzımız aleni seyrettiğimiz olasılıklar bunlar sadece doğal olarak haliyle ancak olasılıklar bunlar.

Tabi ayrım ettiyseniz bu işin ancak A noktasından B noktasına hareketine odaklandık. Bir de işin zamanda seyahat bölümü var ki oraya ek olarak değinmek ve ayrı bir yazı yazmak gerekiyor.

Özetle hepsi hemen hemen bilmediğimiz ve tespit edemediğimiz bir sürü değişik olasılığa dayanıyor. O nedenle hemen hemen solucan deliği var mı yok mu ve bu tarz şeyleri kullanmak emin mi değil mi diye tartışmadan ilkin evrenin zamanı ve bilhassa geometrisini oldukca daha iyi anlamamız gerekiyor.

Ne olursa olsun bu olasılıkları konuşmak, düşünmek bile coşku verici değil mi?

O nedenle bu tip olasılıkları kucak dolusu konuşmaya devam edeceğiz.

 

Kaynaklar:
What is a Wormhole? – ScienceHook

Physicists Just Released Step-by-Step Instructions for Building a Wormhole | Live Science

Anahtar Kelimeler : A,notkasından,B,noktasına,gitmek.,Binlercesenesüresinceinsanlık,için,en,büyük,dertlerden,biriydi.,At,sırtında,aylarcadevam,edenyolculuklar,gü..

Pinterest Google News Sitesinde Takip Et Facebook Sayfamızı Takip Et Google Play Kitaplar