Sevgiyi sesle tanıdın mı?

Sevdiklerimizle konuştuğumuzda ses tonunu değiştiririz, üstelik hem erkekler hem de kadınlar bunu yapar. Bu Albright College, PA'dan psikologlar tarafından keşfedildi. Hem erkek hem de kadın olmak üzere 24 genç aşığı çalışmaya katılmaya davet ettiler.

Deneye katılmak için aşk ilişkisinin erken bir aşamada olması gerekiyordu. Laboratuarda, psikologlar katılımcıların her birinden önce sevgililerini (veya sevgililerini), ardından bir arkadaşını (arayanla aynı cinsiyetten) aramasını nasıl yaptığını ve muhatabın şimdi ne yaptığını kısaca sormasını istedi.

Mülakatların içeriğindeki fark minimaldir ve daha sonra 80 bağımsız “hakem” tarafından onaylanmıştır. Dinleme için diyalog sunmadan önce, konuşmanın anlamsız sonu onlardan kesildi. Bu durumda, “yargıçlar” sadece deneye katılanların sesini duydular, muhataplarını duymadılar.

Çoğu durumda, yargıçlar ne hakkında konuştuklarını anlamışlardır. Ancak, en önemlisi, ilk saniyelerde, deneye katılanın kiminle konuştuğunu belirledi, ifadelerin anlamını değil, sadece tondaki bir değişime odaklandı.

İki saniye ve deyimler. Deneydeki katılımcının konuştuğu rastgele olanı aşan bir olasılıkla tahmin etmek için yeterli olduğu ortaya çıktı. Hâkimler, sevgiliyle yapılan konuşma sırasında sesi özellikle hoş olarak algıladılar.

Zorluk, aşıkların mümkün olduğunca seksi görünmek ve ses çıkarmak istemeleri gerçeğinde yatmaktadır, ancak sesin farklı tonlarını seksi olarak algılarlar. Birisi düşük, durgun tonlamalardan daha çok etkilenir ve biri daha yüksek ve daha yüksek sesle.

Sonra araştırmacılar ve meslektaşları konuşmaların sonogramını inceledi. Böylece aşıkların birbirlerine uyum sağladığını gördüler: kadınlarda sesin tonu derinleşir ve erkeklerde daha yüksektir. Böylece, sempati sonogramda mümkün olduğunca benzer olma arzusu olarak ifade edilir. Aşıklar birbirlerine ve tüm dünyaya söylemeye çalışıyor gibi görünüyor: "biz birlikteyiz, herkes aşık olduğumuzu bilmeli."

Ses değişiklikleri, tamamen farklı olsa da, sadece ilişkinin başlangıcında değil, çiftlerin karakteristiğidir. Zaten birlikte çok fazla zaman geçirdim, ortakları "sushyukanyu" (yüksek notlar kullanarak, çocuksu bir şekilde konuşma) eğilimli hale geliyor. Bilim adamları, bu iletişim tarzının yakınlığın ve güçlü bağlantının bir göstergesi olduğunu belirtiyorlar.

Bununla birlikte, aşıkların sesiyle, bağımsız yargıçlar ayrıca stres, endişe ve güvensizliği duydular. Araştırmacılar bunu daha önceki acı verici ilişki deneyimlerine ve aşkın acı verdiği inancına bağlıyor. Bu nedenle, reddedilme korkusu ilişkinin en başından beri akıldan çıkar.

Peki telefon görüşmelerimiz uzun yıllar evli yaşamdan sonra nasıl duyulacak? Ve bunu bilmek istiyor muyuz?