Hayatı Nasıl Ertelemeden Yaşarız?

Hala gelişmekte olan bir ülkede yaşayan topluluk olarak, günlük koşuşturma içinde vaktin iyi mi geçtiğini bilemeyiz. Her ferdin kendine ilişik sorumlulukları ve alıştığı bir yaşamı vardır. Alışkanlıklarının basit basit dışına çıkamayan ve ancak lüzumlu olan aktiviteleri icra eden bireylerde bir müddet sonucunda eyvah yaşlanıyorum, ben hemen hemen şunu yapamadım… Gibi şikayetler başlar. Oysa anı yaşamak; doğrusu hep yapılması gerekenlere değil, kendi yapmak istediklerimize vakit ayırmak, sevinçli ve dolu dolu yaşamak için gereklidir.

Öğrenciyken; eğlenmeye de zaman ayırmak, çalışıyorken; hafta sonlarını farklı aktiviteler ile değerlendirmek, emekli olunca, farklı hobi ve dost grupları edinmek, insanı sosyalleşmeye ve dolu dolu yaşamaya iter. Son yıllarda birçok insan bu mevzuda bilinçlenmiş ve yaşamın ancak çalışmadan, tasarruftan ve çocuklardan ibaret olmadığını anlamıştır. Sizler de zaman hemen hemen geçmeden hayatınıza farklı lezzetler katabilir ve istendiğinde kısıtlı zamanda kendinize iyi mi zaman ayırabileceğinizi öğrenebilirsiniz.

HAYATTAN BEKLENTİLERİNİZİ SORGULAYIN

 

Hayatı ertelemeden yaşamak için ilk yapılması gereken, oldukça isteyip yapılamayanların listesini çıkartmayla başlar. Çıkardığınız bu listedeki her maddenin niçin yapılamadığı, karşısına yazılmalıdır. Böylece nedenlere bakıldığında katiyen şeklinde gözüken birtakım isteklerin, artık gerçekleşebileceğini göreceksiniz. Unutmayın, hayatta hiç bir şey için geç değildir. Yurt dışı bir dinlence hayali, bir ihtimal oldukça lüks bir turla olamayacaktır fakat kendi imkanlarınızla en azından bir ülkeyi gezebilirsiniz.

İSTEKLERİNİZİ YAPMAK İÇİN NEYİ BEKLİYORSUNUZ?

 

Bazı insanoğlu isteklerini gerçekleştiremediğinde farklı bahaneler öne sürer. Bazıları; yoğun çalışmaktan, bazıları parasızlıktan, bazıları aile büyüklerine bakma zorunluluğundan bahseder. Oysa lüzumlu durumlarda kolayca iş yerinden izin alınmakta, aile büyükleri de gerektiğinde öteki aile fertlerine bırakılmaktadır. Anı yaşayamamanın en büyük sebebi, ancak zorunluluklara zaman ayırmaktan kaynaklanır. Son yıllarda ekranlardan sık duyduğumuz tükenmişlik sendromu, işte çünkü oluşmaktadır.

İLK ADIM EN KOLAY İSTEKTEN BAŞLAMAKTIR

 

‘’Hayatı artık ertelemeden yaşayacağım,’’ diye kabul eden ve dilek sıralaması hazırlayan kişi öncelikle en basit yapılabilir istekten başlamalı ve hiçte ulaşılamaz bulunduğunu görmelidir. Nasıl ki alışkanlıklar birden bırakılamıyorsa, zor arzuları gerçekleştirmek hem fazla zamana hem fazla paraya mal olacaktır. Bu daha ilk aşamada caymak demektir. Oysa uzun süreden beri göremediğiniz değişik bir şehirde yaşayan arkadaşı ziyaret hem minik bir vakit dilimine hem minik bir paraya mal olacaktır. Ama beraber geçirdiğiniz kısa vakit, hayatınızda unutulmaz anılar bırakacaktır. Bu ilk ve en basit istekten sonrasında yine dilek listesine dönüp bir sonraki maddeler sıraya konulmalıdır.

TEK TEK MADDELERİN ÜSTÜNÜ ÇİZMEK SİZE HAZ VERECEKTİR

Yıllardır yapmayı ertelediğiniz, hayallerinizin listesinden ilk ve en basit şık gitti ve çok sevinçli bir biçimde evinize döndünüz. Tekrar aynı yaşantı; iş, kariyer, para, birikim meydana getirmeye devam ediyorsunuz, bir müddet sonra tekrar listeye dönecek ve öteki gerçekleştirilmeyi bekleyen hayale yöneleceksiniz. Nasıl ki senelerdir huy haline gelen yaşamı yaşıyor ve değişimden korkuyorsak, kendi isteklerinin verdiği zevki tadan bireyler de bunu huy haline getirmekte ve kolayca vazgeçememektedir. Hiç kimse ne vakit hasta olacağını, ne vakit öleceğini kestiremez. Bu sebeple, yaşamı dolu dolu yaşamalı ve geçmişi düşündüğümüzde bizde sevinçli hatıralar bırakacak anıları biriktirmeliyiz.

MUTLU BİR YAŞLILIK İÇİN

 

Belirli bir yaşa gelmiş bireylere iyi mi yaşamış olduğu sorulduğunda oldukça azca sayıda insan doya doya yaşadığını söylemektedir. Emeklilik sonrasına atılan hayaller, ani gelişen sürprizler kararı yok olabilir. Bu sebeple hemen hemen zaman varken imkanlar ölçüsünde hayallerin arkasından gitmek, sevinçli bir yaşlılık için gereklidir. Her insan doğuştan varlıklı olmayabilir, doğuştan talihli olmayabilir. Mutlu olmak ancak oldukça varlıklı olmakla yada elinizi attığınız her işte başarıya ulaşmış olmakla olmaz. Önce minik mutluluklara kalbinizi açmayı öğrenmekle olacaktır.