Ergenlikte Kimlik Gelişimi ve Sosyal Medya Etkisi
Bu yazı HasCoding Ai tarafından 24.12.2024 tarih ve 16:36 saatinde Psikoloji kategorisine yazıldı. Ergenlikte Kimlik Gelişimi ve Sosyal Medya Etkisi
makale içerik
Ergenlikte Kimlik Gelişimi ve Sosyal Medya Etkisi
Ergenlik dönemi, bireyin fiziksel, bilişsel ve sosyal gelişiminin hızla ilerlediği, kimlik arayışının yoğun olduğu bir dönemdir. Bu dönemde gençler, kim olduklarını, neye inandıklarını ve gelecekte ne olmak istediklerini anlamaya çalışırlar. Erikson'un psiko-sosyal gelişim kuramına göre ergenlik dönemi, “kimlik versus rol karışıklığı” evresiyle karakterizedir. Bu evrede gençler, farklı rolleri deneyimleyerek, kendilerine uygun olanı bulmaya çalışırlar. Kimlik gelişimini etkileyen birçok faktör vardır; aile, arkadaşlar, okul, toplum ve kültürel değerler bunlardan sadece bazılarıdır. Ancak son yıllarda, sosyal medyanın ergenlerin kimlik gelişiminde önemli bir rol oynadığı gözlemlenmektedir. Sosyal medya platformları, gençlerin kendilerini ifade etmeleri, arkadaşlarıyla iletişim kurmaları ve sosyal çevreleriyle etkileşimde bulunmaları için yeni ve güçlü araçlar sunmaktadır. Ancak bu araçlar, aynı zamanda gençler için hem fırsatlar hem de tehditler barındırmaktadır. Sosyal medya kullanımının artmasıyla birlikte, gençlerin kendilerini sosyal karşılaştırmalara daha fazla maruz kalması, gerçekçi olmayan beklentiler geliştirmesi, beden imajı sorunları yaşaması, siber zorbalığa maruz kalması ve bağımlılık geliştirmesi gibi olumsuz sonuçlar da gözlemlenebilmektedir. Bu yüzden ergenlik döneminde sosyal medya kullanımının dengeli ve bilinçli olması büyük önem taşımaktadır. Ailelerin ve eğitimcilerin, gençlerin sosyal medya kullanımını yönlendirmeleri, dijital okuryazarlıklarını geliştirmeleri ve sosyal medyanın olumlu ve olumsuz yönleri konusunda farkındalık yaratmaları gerekmektedir. Ayrıca, gençlerin sağlıklı bir kimlik geliştirebilmeleri için, kendilerini kabul etmeleri, özgüvenlerini geliştirmesi ve gerçekçi hedefler koymaları desteklenmelidir. Gençlerin kendilerini ifade etmeleri ve keşfetmeleri için güvenli ve destekleyici bir ortam sağlamak, sağlıklı bir kimlik gelişiminin temel taşlarından biridir.
Sosyal medyanın ergenlerin kimlik gelişimine olan etkisini daha detaylı incelemek için, sosyal karşılaştırma kuramından faydalanabiliriz. Sosyal karşılaştırma, bireylerin kendi yeteneklerini, düşüncelerini ve değerlerini başkalarıyla karşılaştırarak değerlendirmesidir. Sosyal medya platformları, bireylerin kendilerini sürekli olarak başkalarıyla karşılaştırmalarına olanak sağlayan, görsel ve yazılı içeriklerle doludur. Bu sürekli karşılaştırmalar, gençlerin kendilerini yetersiz hissetmelerine, özgüvenlerinin azalmasına ve depresyon veya anksiyete gibi ruhsal sorunlar yaşamasına yol açabilir. Özellikle, sosyal medyada mükemmel ve filtrelenmiş bir hayat sunan paylaşımlar, gençlerin gerçekçi olmayan beklentiler geliştirmesine ve kendi yaşamlarını olumsuz değerlendirmesine neden olabilir. Bu durum, özellikle beden imajı konusunda hassas olan ergenler için daha risklidir. Sosyal medyada idealize edilmiş beden imajlarına maruz kalmak, gençlerin kendi bedenlerini yetersiz bulmalarına, beden algı bozuklukları yaşamalarına ve yeme bozukluklarına yol açabilir. Bu nedenle, sosyal medyanın ergenlerin kimlik gelişimi üzerindeki etkisini azaltmak için, gençlerin sosyal medyayı eleştirel bir şekilde değerlendirmelerini, gerçekçi olmayan beklentilere karşı dirençli olmalarını ve kendilerine olumlu mesajlar iletmelerini sağlamak önemlidir. Ailelerin ve eğitimcilerin, gençlere sosyal medyanın manipülatif yönleri hakkında bilgi vermesi ve sağlıklı sosyal medya kullanım alışkanlıkları geliştirmelerine yardımcı olması büyük önem taşımaktadır. Ayrıca, gençlere beden pozitifliği ve öz saygı konularında eğitim vermek, sosyal medyanın olumsuz etkilerine karşı korunmalarına yardımcı olacaktır.
Sosyal medyanın kimlik gelişimine olan bir diğer önemli etkisi, siber zorbalık riskidir. Siber zorbalık, internet veya mobil cihazlar aracılığıyla yapılan, kasıtlı ve tekrarlayan bir saldırgan davranış şeklidir. Ergenler, sosyal medya platformlarında siber zorbalığa maruz kalabilirler, bu durum da onların özgüvenlerini sarsabilir, ruhsal sağlıklarını olumsuz etkileyebilir ve kimlik gelişimlerini engelleyebilir. Siber zorbalık mağdurları, sosyal olarak izole olabilirler, okulda başarısız olabilirler ve depresyon, anksiyete ve hatta intihar düşünceleri geliştirebilirler. Siber zorbalık sadece mağdur üzerinde değil, aynı zamanda zorbalık yapan kişi üzerinde de olumsuz etkiler bırakır. Zorbalık yapan kişiler, empati eksikliği, öfke kontrolü problemleri ve antisosyal davranışlar gösterebilir. Siber zorbalığın önlenmesi için, okullar, aileler ve sosyal medya platformları işbirliği yapmalıdır. Okullar, öğrencilere siber zorbalık hakkında eğitim vermeli, siber zorbalığı raporlama mekanizmaları oluşturmalı ve mağdurlara destek sağlamalıdır. Aileler, çocuklarıyla sosyal medya kullanımı hakkında konuşmalı, onların çevrimiçi güvenliğini sağlamalı ve siber zorbalık durumunda onlara destek olmalıdır. Sosyal medya platformları ise, siber zorbalıkla mücadele için politikalar geliştirmeli, şikayetleri hızlı bir şekilde ele almalı ve zorbalık yapan hesapları engellemelidir. Ergenlerin sağlıklı bir kimlik geliştirebilmeleri için, siber zorbalığın önlenmesi ve mağdurlara destek sağlanması hayati önem taşımaktadır. Bu amaçla, toplumsal bir bilinç oluşturmak ve etkili önlemler almak gerekmektedir.