İslam kültürü, Osmanlı Devleti’nin fethettiği yerlerde ne şeklinde değişikliklere niçin olmuştur?

İslam kültürü, bir arada yaşamaya ve farklılıklara tolerans ile yaklaşma temeline dayanmaktadır. Osmanlı Devleti İslam inancının tolerans ve hakkaniyet anlayışını, fethettiği bölgelerde uygulamıştır. Bu konum değişik etnik unsurların bir arada yaşamalarına olanak tanımıştır.

Osmanlı Devleti hakimiyet kurduğu coğrafya insanlarına yönelik uyguladığı temel politikası şu şekildedir. Buna göre, değişik kültür ve inanca haiz olsa da bütün azınlıklar, kanun ve nizamlara uydukları, vergilerini ödedikleri takdirde kendilerine ilişkin değerlere haiz biçimde oluşturulmuş okul, hastane ve mahkeme şeklinde kuruluşlara haiz olmuşlardır.



Osmanlı Devleri, Hristiyan yada Yahudi iman gruplarının dejenere edilmesi veya dinlerini değiştirmeleri yönünde bir uygulamaya gitmemiştir. Bununla beraber zorlama olmaksızın, bilhassa Rumeli köylerinde yaşayan halkın vakit içinde İslamiyet ile tanıştıkları bilinmektedir.



Osmanlı Devleti, bir şehri fethettikten sonrasında ilk olarak, merkezi kilise camiye dönüştürülürken şehre merkeze bağlı biçimde subaşı ve kadı atama edilmiştir. İkinci bir icraat olarak da yerli Türk halkın bir kısmını mecbur iskan politikası ile bölgeye göç etmeleri sağlanmıştır. Örneğin İstanbul fetih edilmesi sonrasında, Ayasofya büyük bir cami haline dönüştürülmüş, Anadolu’dan ise İstanbul’a ortalama beş bin benlik bir aile grubunun göçü sağlanmıştır.