Dünya Savaşı: Bir Felaketin Doğuşu

28 Temmuz 1914'te Avusturya-Macaristan İmparatorluğu'nun Sırbistan'a savaş ilan etmesiyle, tarihte başka hiçbir çatışmaya benzemeyen Dünya Savaşı'nın fitili ateşlendi. Bu ölümcül mücadele dört yıl sürdü ve on milyonlarca insanın hayatına mal oldu.

Savaşın kökenleri, artan milliyetçilik, Avrupa güçleri arasındaki gerilimler ve karmaşık ittifak sisteminde gizliydi. Fransa, Rusya ve İngiltere arasında Üçlü İtilaf, Almanya, Avusturya-Macaristan ve Osmanlı İmparatorluğu arasında ise İttifak Güçleri yer alıyordu.

Savaşın patlak vermesinin anlık tetikleyicisi, Avusturya-Macaristan tahtının varisi Arşidük Franz Ferdinand'ın 28 Haziran 1914'te Sırp bir milliyetçi tarafından öldürülmesiydi. Bu olay, Avusturya-Macaristan'ı Sırbistan'a savaş ilan etmeye itti.

Çatışma hızla genişledi ve Avrupa güçlerini savaşa sürükledi. Almanya, Avusturya-Macaristan'la olan ittifakına sadık kalarak Fransa'ya savaş ilan etti. Bu, Birinci Dünya Savaşı'nın Batı Cephesi'ni açtı. Diğer tarafta Rusya, Sırbistan'la olan ittifakını yerine getirmek için Avusturya-Macaristan'a ve Almanya'ya savaş ilan etti.

Savaşın ilk yılları korkunç kayıplara sahne oldu. Siper savaşları yaygınlaştı ve askerler aylarca dikenli tel ve topçu ateşi altında siperlerde kaldılar. Teknolojik gelişmeler, savaşın korkunçluğunu daha da artırdı. Makineli tüfekler ve zehirli gazlar, muazzam can kaybına yol açtı.

1917'de Amerika Birleşik Devletleri, Almanya'nın kısıtlamaksız denizaltı savaşına tepki olarak savaşa girdi. Amerika'nın devreye girmesi, İtilaf Devletleri'nin lehine önemli bir güç kayması yarattı.

11 Kasım 1918'de Almanya teslim oldu ve savaş sona erdi. Versay Antlaşması, Almanya'ya ağır cezalar öngördü ve savaşın sonuçları sonraki yıllarda belirginleşti.

Dünya Savaşı, sadece insanlık tarihindeki en ölümcül çatışmalardan biri değil, aynı zamanda 20. yüzyılın şekillenmesine de büyük ölçüde katkıda bulundu. Savaşın mirası, milliyetçiliğin yükselişinden uluslararası ilişkilerde yeni bir döneme kadar günümüzde bile hissediliyor.