Osmanlı Devleti idare anlayışı ile Selçuklulardaki idare anlayışını karşılaştırınız.
Bu yazı Hasan ERYILMAZ tarafından 07.08.2020 tarih ve 22:59 saatinde Tarih kategorisine yazıldı. Osmanlı Devleti idare anlayışı ile Selçuklulardaki idare anlayışını karşılaştırınız.
makale içerik
Osmanlı Devleti, idare anlayışı yönetenler ve yönetilenler olarak 2 sınıfa ayrılmıştır. Yönetenler kendi içinde seyfiye, kalemiye ve ilmiye sınıfını oluştururken; yönetilenlere sınıfı ırk, dil ve din ayrımı yapılmadan reâya (tebaa/halk) denilmiş ve reâyaya karşı izlenen İstimalet Politikası (gönül alma) cevabında çok adaletli davranılmıştır. Hatta bu istimalet politikası cevabında Bosna Hersekliler benzer biçimde birtakım Balkan toplulukları Türk İslam kültürünü benimsemişlerdir.
Devlet işlerinde son dönemlerde Osmanlı devleti içinde yer edinen Müslüman olmayan unsurlar doğrusu Zımmîler de vazife almış, kısacası tevdî-i emanet denilen işi ehline verme anlayışı uygulanmıştır. Osmanlı Devleti, tebaasından olan Hristiyan ailelerden devşirme sistemiyle alınan evlatları eğiterek, bunların asker olmasını yada devletin mühim kademelerinde yer almasını sağlamıştır. Kul sistemi ismi verilen bu sistem ile yetişen kişiler, devlet yönetiminde sadrazamlığa kadar yükselebilmişlerdir. Sokullu Mehmet Paşa da bu sadrazamlardan birisidir.
Selçuklular devlet kurmadan önce, eski töre ve törelere bağlı bir ulustular. İslam dinini kabul ettikten sonrasında, yönetsel bir ikilemin içerisine sürüklendilerse de eski anane ve idare biçimlerini uygulamanın yanı sıra İslami bir anlayışla, ülke yönetimini örgütlemede, başarıya ulaşmış oldular. Bu konuda, Abbasiler, Karahanlılar ve Gazneliler devletlerinin idare biçimlerinden etkilendiler.
Sultanın bulunmuş olduğu başkente, Divan-ı Saltanat ismi verilen bir hükümet vardı. Başında da veziriazam bulunurdu. Divan-ı saltanata bağlı, askeri mali, adli ve diğeri işlere bakan muhtelif divanlar vardı. Başkenttekine şeklinde eyaletlerde, eyalet divanları bulunurdu. Uygulamayla alakalı yasalar ve kurallar, saltanat divanında belirlenir, sonrasında da imparatorluğun bütün topraklarında uygulanırdı. Büyük divanda, müstevfi (Maliye nazırı), nişancı, müşrif (genel müfettiş), emir-i arızulceyş (harbiye nazırı) benzer biçimde görevliler bulunurdu.